Blogosferde lanse edilen bloglamanın faydalarını hepimiz duyuyoruz. Heck, sözde faydalardan herhangi birini duymadıysanız, Jeff Bullas, bunlardan herhangi biri beni ikna etmeye yetecek kadarını yazdı.
$config[code] not foundBununla birlikte bugün, çok özel bir avantaj üzerine odaklanmak istiyorum (Bullas’ın listesine değil): Bir blog, içerik pazarlamacılığınızın merkezi olarak hizmet eder.
Tekerleğinizin merkezi olarak, diğer tüm içerik pazarlama çabaları blogdan yayılır ve bloga geri döner.
Hatırlamak:
• Blog = Hub • Diğer Tüm İçerik Pazarlama Kanalları = Konuşmacı
Neden Blog? Blog, içerik pazarlamasının bazı güçlü, yersiz, başat unsuru değildir. Her üç günde bir WordPress hesabı açma ve 300 kelimelik bilgelikten kurtulma konusunda büyülü bir şey yok. Bu blog değil. Aksine, çok yönlülüğü nedeniyle blog hayranıyım. Her içerik kanalının bir amacı vardır ve bu amaçların çoğu ultra özeldir. Örneğin, Instagram, yalnızca görsel içeriği paylaşmanıza izin verir. Elbette, yaratıcı olabilir ve promosyon kodlarını ve diğer içerik türlerini entegre edebilirsiniz, ancak günün sonunda görsel olması gerekir. Instagram seçmiyorum. Pinterest, Facebook, Twitter, LinkedIn ve diğer tüm kanalların aynısını söyleyebilirsiniz. Demek istediğim, bu içerik kanallarının hepsinin - bu konuşmacıların - oldukça sınırlı olduğu. Sınırsız Blog Bir blog için seçeneklerin tamamen sınırsız olduğunu söylemekte tereddüt etmemize rağmen, oldukça yakınlar. Bir blogunuz olduğunda birçok şeye odaklanabilirsiniz: • Hikaye anlatmak. • Şirket fotoğraflarını paylaşmak. • Ürünlerinizi satmak. • Bir izleyici ile sohbet etme. • Başkalarından harika içerikler paylaşmak. • Ağrı noktalarına değinmek. • Düşünce liderliğini göstermek.
Bu liste uzayıp gidebilirdi. Elbette, blogunuzla beş yüz farklı şey yapmak okuyucularınız için kafa karıştırıcı olabilir. Ne de olsa, izleyicileriniz sizden bir nevi tutarlılık bekleme hakkına sahiptir. Blogun yapmanıza izin verdiği şey bir hub oluşturmak: İçerik pazarlaması çabalarınızın tüm konuşmacılarının birbirleriyle bağlantı kurabildiği tek bir merkezi yer. Blogunuzu bir vitrin olarak düşünün. Kendi orijinal içeriğini (gerekli) sunsa da, markanızın çeşitli konuşmacılarını (Facebook, Pinterest, FourSquare, vb.) Birbirine bağlar. Bir Blog'un Hub'ım Olması Gerekiyor mu? Bunun sadece bir teori olduğunu söylemeye kesinlikle değer. Her şirket, bir blogun içerik pazarlamacılığı için mükemmel bir merkez olduğunu bulamaz. Bazıları için bir Facebook sayfası, bir Slayt Paylaşımı profili veya başka bir şey olabilir. Önemli olan, mutlaka blogunuzun sizin merkeziniz değil, bir merkezinizin olması değildir. İçerik pazarlamanızı tek merkezli bir platformda düzenlemek, marka bütünlüğü ve başarılı bir web varlığı için çok önemlidir. En azından benim sıram bu. Senin düşüncen nedir? Shutterstock Üzerinden Bir Blog Yazan Fotoğraf