Gözlemciler uzun süredir Amerika Birleşik Devletleri'ni girişimcilik ve inovasyonun parlayan bir örneği olarak göstermişlerdir. 2006'da, Economist dergisi “Hiçbir ülke yenilik ve girişimciliği Amerika kadar etkili bir şekilde ustalaştırmadı” demiştir.
Belki de bu bir zamanlar doğruydu, ama artık değil.
Ticaret Sekreteri Gary Locke, Cumhurbaşkanı’nın Yeni İnovasyon ve Girişimcilik Ulusal Danışma Konseyi’ni tanıtan bir konuşmada, “Amerika’nın inovasyon motoru olması gerektiği kadar verimli ya da etkili değil ve olması gerektiği kadar iş yaratmıyoruz” dedi..”
$config[code] not foundSon veriler Sekreter Locke'un haklı olduğunu gösteriyor. Bilgi Teknolojileri ve İnovasyon Vakfı tarafından yapılan bir araştırma, son on yılda 40 ülkenin gerçekleştirdiği inovasyondaki ilerlemeye baktı. ABD en son öldü. Diğer bir deyişle, 1999'da inovasyonda önümüzde mi yoksa geride mi olduklarına bakılmaksızın, incelenen diğer 39 ülke geçtiğimiz on yıl boyunca bize güven kazandı.
Neyse ki, 1999'da inovasyonda oldukça iyiydik, bu yüzden 2009'da hala altıncı sıradayız. Fakat trend gelecek için pek iyi bir durum değil.
Diğer çalışmalar, yıldızlardan daha az inovasyon performansımızı da göstermektedir. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD) tarafından yayınlanan yeni bir raporda, 38 ülkedeki mucitlerin üçlü patent için başvuruda bulundukları kişi başına düşen oranlara bakıldı; aynı zamanda ABD, Japonya ve Avrupa’da sunulan aynı patent için başvurular yapıldı. Veriler, bu durumda, sekizinci sırada, İsviçre, Japonya ve İsveç gibi ülkelerin hemen arkasında, madalya çekişmesinin sona erdiğini gösteriyor.
Tabii ki, genel olarak Amerikan işletmesi yenilikçiliğinde gecikmeli olsa da, girişimcilerimiz hala inovasyondaki en üst noktada olabilirler.
OECD verileri bunu önermiyor.
İki ölçüt göz önüne alındığında - beş yaşından küçük şirketlerin bu patentleri ve beş yaşın altındaki şirketlere giden patentlerin payı - 13 sanayileşmiş ülkede, ABD, Norveç ve Danimarka'dan sonra üçüncü oldu. Saygın bir gösteri olsa da, ihtiyacımız olan veya olmak istediğimiz yer değil.
Dahası, sayılar daha da kötüye gidiyor, daha iyi değil. Daha önce yayınladığım gibi, ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi'nden elde edilen veriler 2001 yılında ABD patentlerinin yüzde 25,9'unun küçük işletmelere gittiğini göstermektedir. 2009'a kadar bu sayı yüzde 19,9'a düştü.
Eskiden yaptığımız gibi yüksek teknoloji başlangıçlara yatırım yapmıyoruz. Daha önceki bir yayında, ABD risk sermayesi endüstrisindeki sağlıksız eğilimlere dikkat çektim. Yapılan anlaşma sayısı, sermaye yatırımı ve çıkışlar, 1990'ların ortalarında, İnternet baloncuğu vurulmadan önceki seviyelerinin gerisindedir.
Risk sermayesi, diğer birçok ülkeninkinden daha az ABD ekonomik aktivitesinden sorumludur. Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi, ABD’de 2008’de risk sermayesi içindeki gayrisafi yurtiçi hasıladan on OECD ülkesinden daha küçük bir pay ve on iki ülkeden daha büyük bir pay yatırılmıştır.
ABD, yüksek teknoloji girişimciliğinde hala güçlü bir oyuncu olmaya devam ederken, son on yıldaki eğilim, “hiçbir ülke yenilik ve girişimciliği Amerika kadar etkili bir şekilde ustalaştırmadı” demeyi zorlaştırıyor.
6 Yorumlar ▼